"ölüm akla gelmez, insan sevince..."

http://galeri.uludagsozlu...an-%C5%9Faik-g%C3%B6kyay/

Senden yüzyıl önce gelip, dünyada
Seni bekliyorum, o gün bu gündür...
Gâhi gurbette, gâhi sılada
Seni bekliyorum, o gün bu gündür...

Gözlerim yollarda, yolum uzakta
Sen gül sularıyla yunmuş, kucakta
Bense yapayalnız buz kesmiş yatakta
Seni bekliyorum, o gün bu gündür...

Beşiklerde, kundaklarda bir sübyan
Al güller içinde bir bebek, bir can
Gözleri simsiyah, dudaklar mercan
Seni bekliyorum, o gün bu gündür...

Evcilik oynardın telli duvaklı
Ben uzaktan seyrederdim meraklı;
Yıldızlardan inmiş bir gül yanaklı...
Seni bekliyorum, o gün bu gündür...

Gözlerin konuşkan, dilin çocuksu;
Gülücüklerin berrak bir içim su
O nasıl kahkaha gökler dolusu..
Seni bekliyorum, o gün bu gündür...

Uyandım ki bakışların değişmiş;
Yürümen bambaşka...Şaşılacak iş!
Gördüğüm düş gerçeğe mi dönüşmüş?
Seni bekliyorum, o gün bu gündür...

Desem tabir eder mi ki rüya mı?
Kabul etti deyim, hayra yorar mı?
Umudum var: saracaktır yaramı!
Seni bekliyorum, o gün bu gündür...

Ölüm akla gelmez insan sevince;
Sonunu düşünmez inceden ince...
Ne gündüzüm gündüz, ne gecem gece!
Seni bekliyorum, o gün bu gündür...

kürtçüklerin bile, her fırsatta saldırdıkları türkçülük ideolojisinin en önemli simalarından hüseyin nihal atsız'ın dünya ideolojilerinin tarih sahnesine çıkışları ile ilgili yaptığı analizlere gizli hayranlık beslediklerini ortaya çıkaran olay.

tamam, yeni bir şeyler üretecek kapasiteniz yok. orası zaten mâlum. ama bir türk ırkçsının çalışmasını siyaset akademinizde kullandığınıza göre hayli çaresizsiniz. gel de dalga geçme bununla şimdi. *

şaka bir yana, bu olay hüseyin nihal atsız'ın kendi ideolojisine en zıt kişileri bile etkileyebilecek ölçüde önemli bir yazar, düşünür olduğunu ortaya koyuyor.

bir başka yönden bakacak olursak, makaleyi yazarın ismini belirtmeden sanki kendilerininmiş gibi yayınlamaları ciddi bir hırsızlıktır. * *
ki bedepe'nin senelerdir devletin elektriğini araklayan bir etnik zerzevatın siyasi partisi olduğu göz önünde bulunduracak olursak bu gayet doğaldır.

türkçü turancılar'ın eylül ayında 144. sayısını 38 yıl sonra yayınlayarak hüseyin nihâl atsız'ın ideolojik mirasını devam ettirecek oldukları dergi.

türkçü turancıların eski yayın organı olan kömen dergisi yerine artık bu dergi faaliyette olacak.

yukarıda kılavuz adını verdiğiniz şeyleri okuyorum da, çoğu saçmalıktan ibaret. hem de ırkçı bir türk olmama rağmen böyle düşünüyorum. yanlış anlaşılmasın, benim de fiziksel yapım yukarıda belirttiklerinizin yüzde doksanına falan uyuyor. itirazımın sebebi bu değil. sizin yukarıda belirttikleriniz bütün türk ırkı için değil, sadece oğuz türkleri için geçerli olanlar da o yüzden!

türkler yeryüzünün en kadim ırklarından biridir. bu yüzden, bir tek türk tipi değil, birden fazla hatta onlarca türk tipi vardır. bunların içinde sarışın olandan tut, çekik gözlü ancak mavi gözlü olana kadar çoğu farklı özellikte olan boylar vardır.

örnek verecek olursak, kıpçak türkleri sarışındır. tataristan'da yaşayan çoğu kıpçağı görünce "bunlar rus kırmasıdır" diye aklınızdan geçirirsiniz. çünkü sarışındırlar ve ruslara çok benzerler.
oysa ki öyle değildir. açık renkli sarı saç gerçek kıpçak boyunun en önemli özelliğidir.

bir saka-yakut türk'ü de hem çekik gözlü hem de mavi gözlü olabilir. onlar da oğuz değildir ve apayrı bir türk boyudurlar.

ancak, oğuzların bir kolu olan avşar türkmenlerinde de sarı saç görülür. bu genellikle akara oğzular içinde bir istisnadır.

o yüzden bu başlığın ismi yanlıştır. safkan oğuzları tanıma kılavuzu olarak değiştirilmelidir.

atatürk soyadını tbmm'nin verdiğini bilmeyen beyinsiz söylemidir.

kaldı ki osmanlı padişahlarının kendisine atatürk unvanını vermesi osmanlı imparatorluğu'nun ümmetçi politikasıyla zaten çelişirdi. çünkü o padişahlar sadece türkmenlerin değil diğer etnik unsurların da sultanıydı. ancak onlar da kendilerine daha büyük unvanlar vermişlerdir.
yukarıda bir arkadaşımız kanuni'nin fransuva'ya yazdığı mektubu aynen aktarmış zaten, benim tekrar yazmama gerek yok...

biraz daha geriye gidersek; ulusumuzun ilk büyük hükümdarlarından birine. çin kaynaklarında geçen ismiyle motun. bizim bildiğimiz ve çocuklarımıza verdiğimiz adıyla da mete han. ama bu hükümdarımız kendisine tanrıkut unvanını layık görmüştür ve tam ismi tanrıkut mete han'dır. tanrıkut, bütün gücünü sonsuz ve ulu tengri'den alan, tengri'nin yeryüzündeki memuru anlamına gelmektedir.
burada mete han ile atatürk'ü kıyaslamıyorum, yanlış anlaşılmasın. ikisi de benim çok sevdiğim ulus önderleridir. ancak, orduyu ve devlet düzenini sistemleştirip bir ulusu ilk defa bir dünya gücü yapan insan bu unvanı alıyor da, bir ulusu yok olmaktan kurtaran insan neden atatürk unvanını alamasın?

buraya kadar yazdıklarımın hepsi varsayımdı.

senin ortaya attığın bu önermeyi kökten yıkacak ufak bir hatırlatmayı da sona sakladım. hayallerini yıkacağım için üzgünüm. * bilindiğinin aksine "atatürk" kelimesi türklerin atası demek değildir. "ataları gibi türk" demektir. ismet inönü tarafından gazi mustafa kemal'e ilk olarak "türkata" soyadı önerilmiş, ancak mustafa kemal bunu reddetmiştir. o, kendini "ataları gibi türk" anlamına gelen soyadına layık görmüştür.

bugün kazakistan'ın doğusunda yaşayan türkata adlı bir topluluk vardır. soyları göktürk hanedanlığı aşina'ya dayandığı için onlara çevre halkı tarafından bu isim layık görülmüştür. inanmayanlar araştırabilir.

--spoiler--
benim varoluşumdaki tek olağanüstülük, türk olarak dünyaya gelmemdir.

gazi mustafa kemal atatürk
--spoiler--

gerçek bir aydın, gerçek bir milliyetçi, gerçek bir akadamisyen...

ilk kitabını lise yıllarında kaleme almış bir inkılap tarihi okutmanı.

hüseyin nihâl atsız'ın sıkı bir hayranı. atsız'ın çıkarttığı ötüken dergisi'ni okulda arkadaşlarına temin ettiği için ckmp'den ihraç edilmiş katıksız bir türkçü. *

ömrü boyunca yılmadan, usanmadan doğru bildiklerini türkiye cumhuriyeti'nin dahilî ve haricî düşmanlarının yüzüne haykırmaktan çekinmemiş bir atatürkçü;
zaten bu uğurda da şehit düşmüş örnek bir vatansever.

onun bu çabalarının nedenini kendisi bir tek cümleyle açıklıyor:

"ben türk'üm ve başka türkiye yok!"

beni de iki sezondur kendi mevkiimin dışında* , sol kanat gibi saçma sapan sikko pozisyonlarda oynatsalar ben de gitmek isterimdir. iyi bile dayanmıştır.

ibadetlerinin ve yaşam felsefelerinin merkezine "korku"yu değil de, "sevgi"yi koymalarından ileri gelir.

(bkz: stairway to heaven) *

"azınlık olarak yaşayan aleviler"den sonrasını okumadığım, iq'su yerlerde sürünen birinin beyanı.

aleviler azınlık mazınlık değildir gerizekâlı. aleviler öz be öz türktür, türkmendir. hatta senin gibi bir arap veled-i zinâsından daha türktürler.

ek: bir de bu orospu çocukları böyle alevilere söverler de, facebook'ta mevlana'nın yunus emre'nin sözlerini paylaşırlar. Hacı Bektaş-ı veli'yi, ahmet yesevî'yi severler. âşık veysel'i, neşet ertaş'ı dinlerler.
sonra; osmanlı'nın balkan topraklarını fetheden akıncı türkmenlerin hepsinin alevi-bektaşî olduğunu bilmezler.
ne bileyim... benim çok garibime gidiyor.

tam aksine, necip fazıl'ın şiirlerini okumuş bilen birinin söylemidir. kadın bacakları adında yazdığı erotik şiirini bu teze kanıt olarak kullanabiliriz mesela.

--spoiler--
her kadının bastığı yerde sanki kalbim var
kalbim ki zevk alır ezilişinden
ömrümüzün geçtiği yolda bana sorsalar
gidiyorum bir kadın bacağının peşinden

bir kadının, içinden ağlayışı, gülüşü
gözlerinden ziyade bacaklarına yakın
bir lisandır onların duruşu, bükülüşü
kadınlar, onlar varken konuşmayınız sakın

ince sütunlardaki ilahi güzelliğe
bacakların ruhudur şekil veren, diyorum
bacakları bir kalın örtüde saklı diye
mermerde kalbi çarpan venüs'ü sevmiyorum

boynuma doladığım güzel putu görseler
insanlar öğrenirdi neye tapacağını
kör olsam da açılır gözüm ona sürseler
isa'nın eli diye, bir kadın bacağını
--spoiler--

sen bırak mhp'nin doğu türkistan mitingi yapmasını şimdi. ben mhp milletvekillerinin bu konuda meclise önerge verdiklerini ve bu önergenin reddedildiğini biliyorum. bahçeli'nin de çoğu konuşmasında doğu türkistan'daki soykırıma değindiğine şahsen rastlıyorum. ancak bu kadarı yeterli midir? bence değildir. mhp kırk yıllık klişe kalıplarından sıyrılıp korkmadan, çekinmeden milliyetçilik yaptığı zaman, ancak o zaman doğu türkistan davasını hakkıyla savunabilir. cılız seslerle olmuyor bu işler.

gelelim (büyük ihtimalle) şakirt olan elemana... evladım, senin başbakanının ağzından bir kere doğu türkistan lafzı çıkmış mıdır? çıkmışsa göster. evet, elin arabı öldü diye zırlayan başbakanından bahsediyorum. neymiş, mursiciler müslümanmış. doğu türkistan'dakiler gâvur mu ulan? karabağ'dakiler gâvur muydu? peki ya kerkük'tekiler? peki ya gencecik yaşında toprağa düşen mehmetçikler? onlar için de ağlamış mıdır senin başbakanın?

saadet partisinin mitingine gelince... o mitingi biliyorum. "müslüman uygurlar" "din kardeşlerimiz" "hedele hödele" ... yav adamlar müslüman değil de, şamanist olsalar demek ki onların da siklerinde olmayacak. böyle saçma şey olur mu? bizim anlatmak istediğimiz bu değil. siz çok yanlış gelmişiniz hemşerim.

ben mhp'li değilim ve mhp'yi sert bir biçimde eleştiren bir insanım. ancak bu konuda mhp'ye laf yetiştirmeden önce, o götünün gılı olduğun başbakanını sorgula bence.

bunu söyleyen ya fethullah gülen'in sohbetlerini kulaklığından mp3 formatında dinleyen bir şakirttir; ya da serdar ortaç, demet akalın gibi kalitesiz, kendini sanatçı zanneden gürültü kirliliklerini dinleyen kültürsüz bir embesildir. kesinlikle öyledir.

ben sadece metal müzik dinleyen birisi değilim ancak metal müziği severim ve olmazsa olmazlarımdandır diyebilirim. özellikle folk metal çok güzeldir. sana da tavsiye edeceğim de, anlamazsın ki sen şimdi. *

emperyalist sscb tarafından türetilen orta asya adlı çakma bölge adı yerine, o bölgenin orjinal adı olan türkistan'ı kullanmanın daha doğru olduğunu vurgulayarak söze başlayayım.

"bütün orta asyalılar göçebedir" gibi saçma sapan şeylerle gelmeyin işte bana. küfür edesim geliyor. bir kere türkler, hiçbir zaman tam göçebe olmamışlardır. yarı göçebe olmuş, genellikle hayvancılıkla uğraşmakla birlikte tarımla da uğraşmışlardır. Türkler bu yaşam tarzını yerleşik hayata geçmeyi bilmedikleri için veya ilkel oldukları için değil, bulundukları coğrafyanın koşullarına uygun olduğu için seçmişlerdir. ki pagan dönemdeki cermen, got, slav gibi avrupa kavimleriyle ve bedevilerle kıyasladığımızda yarı-göçebe türkler, bunlardan kat kat üstün bir medeniyet seviyesine sahiptirler.

uygur devletinin türkistan'a hakim olduğu dönemden sonra türkler kednilerinde duydukları bu yarı-göçerlik gereksinimini yıkmaya başladı. uygurlar kurdukları şehir devletlerinde tarım tekniklerinde ve heykel, çini, minyatür gibi sanat dallarında çin medeniyetini bile geçtiler. bu da türklerin uygun şartlar sağlandığında her şeyi yapabileceklerinin göstergesidir.

islam dinine girmeleriyle birlikte türkistan bir kültür başkenti olmak konusunda daha fazla kültürel birikime sahip oldu. karahanlılar döneminde türkler özgün bir mimariye sahip oldular ve artık yazılı edebiyatçılar yetiştirmeye başladılar. ahmed yesevî gibi türkistanlı edebiyatçılar yazdıkları tasavvufî eserlerle müslümanlığın türkler içinde yayılmasını hızlandırdılar. bu edebiyatçıların görüşlerinden etkilenen başka "erenler" anadolu'ya geldiler anadolu'nun türkleşmesinde felsefi rol üslendiler. böylece dolaylı olarak ilk önce selçuklu, daha sonra da osmanlı medeniyetinin temellerini atmış oldular.

türkistan medeniyetinin gelişimden nasibini almadığını zannetmek düpedüz cahilliktir. çünkü zaten osmanlı medeniyeti'nin kökleri türkistan medeniyetine dayanır.

en doğrusu baattin'e özenmektir.

saçma bir kıyaslamadır. zekayı okunulan bölüm ile paralel düşünmek saçmadır. çünkü türkiye'deki eğitim sistemi yeteneğe yahut zekaya endeksli bir sistem değil. adam iki cümleyi yan yana koymayı beceremesin, günde 800 soru çözerse hukuka veya tıbba girer. öyle tanıdıklarım da var. buradaki mesele zekada değil, tabiri caizse "ineklemektedir"

çocuk taklidi yapan bütün kızlar gibi son derece antipatik olan kızlardır. hayır şirin falan olmuyonuz arkadaşlar.

(bkz: ben)
evet, ben tunceliliyim ve türk milliyetçisiyim. hatta ve hatta türk ırkçısıyım. sizin deyiminizle kafatasçı yani.

örnekleyerek anlatacağım.
"bütün artvinliler sosyalisttir" gibi bir önerme ne kadar doğrudur? evet, artvin'in hopa ilçesi türkiye'de solun en güçlü olduğu yerlerden biridir. ancak artvin'in farklı bölgelerinden olup da, türkçü olan insanlar da tanıyorum ben.

buradaki sorun ne biliyor musunuz? senelerdir "tunceli" deyince insanların kafasında oluşan yanlış algı. ben burada "bütün tuncelililer kürttür, teröristir zıhahaha" diyen şahıslara kızmıyorum dikkat ederseniz. insanlarda bu algının oluşmasına sebebiyet veren parazitleredir benim kinim.
zaten çok da düşündüğünüz gibi olmadığını tunceli'ye gidince anlarsınız.

evet, tunceli'de hâlen çok orospu çocuğu vardır. tarihi deneyimlerden de yararlanacak olursak bu orospu çocuklarının başını seyit rıza çeker tabi.

kürtler ve zazalar, tunceli'de haddi hesabı olmayacak derecede büyük türkmen katliamları yapmışlardır. yanlış anlamayın, şimdi ağızlarından "dersim" lafını düşürmeyen, "atatürk bizi katletti ühühühü" diye zırlayan maymuncuklardan bahsediyorum. *
inanılmaz derecede türkmen kanı dökmüşlerdir. her gördükleri türk askerini vurmuş, memurları katletmiş, türkmen ağalarını ve aşiret reislerini de şehit etmişlerdir. zamanında benim büyük dedem de bu kanlı katliamların mağdurlarından biri olmuş, şehit düşmüştür. ne bileyim, "dersim katliamı" diye bir şey duyunca aklıma aliboğazı'nda pusuya düşürülen mehmetçikler, kurşuna dizilen memurlar falan geliyor sadece. sizin aklına ne geliyor umurumda değil. tabi bu saydıklarım sadece dersim isyanı dediğimiz olayın esnasında. bölgede türkmenlere uygulanan soykırım asırlar öncesine uzanmaktadır.

osmanlı'nın zaten mezhepsel mevzulardan dolayı yüz çevirdiği bu türkmen aşiretlerinin bazıları bu kadar baskıya, yıldırmaya, katliama dayanamamış ve pes etmişlerdir. çareyi onlara benzemekle, onlar gibi konuşup onlar gibi davranmakta bulmuşlardır. bu yüzden bazı türkmen aşiretleri kendi aralarında kürtçe konuşmaya başlamışlardır. yüzyıllar sonra ise kendi benliklerini iyice unutup kürtleşmişlerdir.
o yüzden, bugün "tunceli kürt şehridir" zart zurt deyip kendilerini yırtan arkadaşlara kötü bir haberim var. tunceli'de kendini kürt olarak tanımlayanların bir bölümü kürtleşmiş türkmenlerdir. o kürt nüfusu diye diye kıçınızı yırttığınız popülasyondan bahsediyorum işte.
- biri asimilasyoncu mu dedi?

dersim isyanı diye adlandırılan kürtçü ayaklanma bugün bazı dallamalar tarafından bütün alevilere yıkılmaya çalışılmaktadır. evet, tunceli'de kürt ve zazaların çoğu alevi olduğunu iddia eder.
-iddia eder diyorum, çünkü alevilik göktanrı inancı ile şii islam'ın sentezlenmesinden oluşan bir türk mezhebidir. türk ırkından olmayan birinin alevi olması gülünçtür. neyse, heveslerini daha fazla kırmayalım *-
ancak istatistiklere baktığımızda, türkiye'de en az 15 milyon alevi mezhebinden insan var. bunların 14 milyonu falan türkmen. yani türk oğlu türk. alevi olduğunu iddia eden ve kürt ve zazalardan oluşan 1 milyonluk kısım ise dediğim gibi genelde tunceli ve komşusu illerde yaşıyor yahut ora menşeili.

dersim harekâtı dediğimiz harekât da, o bölgede katledilen türkmenleri kurtarmak için, cennetmekân mustafa kemal paşa tarafından yaptırılmıştır. eğer bu harekât olmasaydı, ne bileyim şimdiki hükümet gibi diyalog zart zurt yoluna falan gidilseydi, bölgede bir tane türk kalmayacaktı. o yüzden ben tuncelili bir türk olarak atatürkçüyüm ve atama sonuna kadar minnettarım. ben dedemden ninemden de böyle öğrendim. onlar da her seferinde büyükleri tarafından kendilerine aktarılan anıları sanki o anın acısını yaşarmışcasına anımsar, "allah kemal paşa'dan razı olsun" derler.

şimdi kesin "neden dersim demiyorsun da tunceli diyorsun" diyenler de çıkar. dersim hiçbir zaman bir vilayetin adı olmadı ki! dersim, bir bölgeyi adlandırmak için kullanıldı eskiden. bu bölge içinde şimdiki tunceli, elazığ ve erzincan'ın bir kısmı da vardı. dersim denmesinin sebebi de bölgede zengin gümüş yataklarının bulunmasıydı -ki, dersim kürtçe değil, farsça gümüş kapısı demektir.

söyleyeceklerim bu kadar. anlayan anlar, anlamayan... -neyse onu sonra düşünürüz.

edit: imlâ

evet, atatürk 1934 soyadı kanunundan sonra kimlikteki arapça olgun anlamına gelen "kemal" ismini, doğu türkçesinde kale-ordu anlamına gelen "kamâl" ile değiştirmiştir. buraya kadar doğru.

bu başlığı açan kişiye ibranice doğu türkçesinden daha aşina geliyor ki, bu kelimenin bir çırpıda ibranice "put" anlamına geldiğini söyleyebiliyor. neden ibraniceye bu kadar yatkınsın çözemedim :)

yok hayır şimdi bunun ana fikri kesin şeydir ya, ben tahmin edebiliyorum,
"atatürk yahudidir, sarışındır zaten, yahudileri çok seviyodur, o yüzden yahudice put manasına gelen bu ismi almıştır."

yanılmıyorum değil mi? o küçük beyninden geçen ana fikir kesinlikle budur.
ancak;

* o dönemdeki dilde sadeleşme çalışmalarına göre resmi olan her yerde, her şeyin isminin türkçede zorunlu olan büyük ünlü uyumu kuralına göre yeniden düzenlendiğini, atatürk'ün de ismini öz türkçeye yaklaştırmak maksadıyla büyük ünlü uyumuna uyan "kamâl" ile değiştirdiğini,

* atatürk'ün baba tarafından kıpçak türk'ü olduğunu ve kıpçakların sarışın genotipe sahip türk boylarından biri olduğunu, (türkiye türkleri genelde oğuzdur ve bu yüzden kara olur)

* atatürk'ün bu son isim değişikliği hamlesiyle dilde sadeleşme çalışmalarını biraz abarttığını anlayıp, sonradan pişman olduğunu, ölmeden önceki yazışmalarında tekrardan "kemal" ismini kullanmaya başladığını,

bilmiyorsun. kusura bakma ama, burada cahil olan biri varsa sensin, bu başlığı "sıçan" yobaz.

genç atsızlar türkçü teşkilatının yeni ismidir. yayın organı kömen dergisi'dir.

http://www.komendergi.com

internet adresleri, geçmişteki türkçü dergilerin (orkun, ötüken) yayınlandığı çok yararlı bir sitedir.

http://www.turkcuturancilar.com